Ana Sayfa Tarihi ve Cografyası Sanat ve Kültürü Nüfus ve Ekonomi Van Yemekleri Efsane ve Masallar Maniler ve Türküler Turizm

Tarihi

Türkiye'nin doğusunda olan şehrimizin kuzeyinde Ağrı, güneyinde Hakkari, batısında Bitlis, doğusunda ise İran vardır. "Doğu'nun İncisi" diye anılan ilimiz Türkiye'nin en büyük gölüne sahiptir.

Van'ın tarihi M.Ö.. 7000 yıllarına kadar uzanır. Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis'tir. Van'ın daha önceki ismi Truşba {Tuşba) idi, Urartular kendilerini Bianili olarak adlandırıyorlardı. Yaşadıkları yerlere ise "Bian" derlerdi. Bu kelime dildeki bazı değişmeler sonucu "Vian" şekline dönen bu kelime zamanla "VAN" şekline (diğer bazı kaynaklara göre şehri Urartulu kumandan Van imar ettirmiştir. Bu nedenle şehrin adı Van olmuştur.) dönmüştür.

Bu bölgeye önce Hurriler yerleşmişlerdir. Sonra Urartular (200 yılı aşkın bir süre hüküm sürdüler ve bu süre zarfında 12 Urartu kralı gelip geçti.), Medler, Persler, Makedonyalılar, Büyük İskender, Partlar, Sasaniler ve Bizans hakim oldu. M.S. 675 yılında müslümanlar bu bölgeyi fethetti.

Daha sonra bölge yine Bizanslılara, bunları yenen Selçuklulara ve sonrada İlhanlılara, Celayiroğullarına, Karakoyunlulara, Akkoyunlulara ve Safevîlere yurt oldu. 1548 yılında Osmanlı Devleti bölgeyi fethetti. 1914 yılında patlak veren 1. Dünya Savaşı'nda Rusların istilası ve Ermeni azınlığın ihaneti ile başlayan karanlık günler 2 Nisan 1918'e kadar sürdü.
Cumhuriyet Devri'nde büyüyüp gelişen Van, bugün ülkemizin önemli şehirlerinden biridir.

Coğrafyası

Türkiye yüzölçümünün 1/5ini kaplayan alanıyla coğrafi bölgelerimiz içerisinde en büyüğü olancografya Doğu Anadoluya coğrafi karakterini kazandıran etmenler, onun yüksek, engebeli ve denizden uzak oluşudur. Türkiyenin ortalama yüksekliği 1132 m. olduğu halde Doğu Anadolu'nunki 2000 m. ye ulaşır. Türkiyenin çatısı olarak değerlendirilen bu bölgenin alçak ova ve havzalarından bazıları, iç Batı Anadoludaki bir kısım dağların dorukları seviyesindedir.
Doğu Anadolunun diğer önemli bir özelliği de kıyıya paralel uzanan Toros ve Kuzey Anadolu da dizilerinin bu bölgede sıkışarak, adeta bir demet oluşturur şekilde, birbirine bitişmiş olmalarıdır. Ancak bütün bunlara bakarak Doğu Anadolunun bütünüyle dağlık bir bölge olduğunu düşünmek doğru olmaz.

Doğu Anadolu Bölgesi, Farklı coğrafi özellikleri dikkate alınarak 1. Türk Coğrafya Kongresi tarafından Yukarı Fırat, Yukarı Murat, Erzurum-Kars, Hâkkâri ve Van şeklinde 5 coğrafi bölüme ayrılmıştır. Van bölümünün diğerlerinden ayrı olarak değerlendirilmesinde en başta gelen etmen, Van gölünün burada yer alması olmuştur.

Bu bölgede yükseltisi 2500 m. olan bir dağ, gerçekte Doğu Anadolunun 2000 m.ye varan yüksek düzlükleri üzerine oturmuş, 500 m.lik önemsiz bir tepeden başka bir şey değildir.

Ayrıca bu dağ sistemleri arasına sıkışmış ve onlarla aynı yönde uzanan, zincir halkaları gibi birbiri ardınca dizilmiş havzalar yer alır. Bunlardan kuzeyde bulunanları Karasu-Aras Depresyonları adını alırken,güneyde, Elbistan Havzasından başlayarak Malatya, Ulu ova (Elazığ), Çapakçur (Bingöl), Muş, Van Gölü, Gürpınar ve Gevaş Ovasına kadar uzanan depresyonlar şeridi yer alır.

Diğer taraftan bu dağ sistemleri, aralarındaki depresyonları kuzeyden ve güneyden kuşatarak çevre denizlerin ılıman etkilerine kapatmışlar ve Doğu Anadoluyu, Türkiyenin en karasal iklimine sahip bölgesi haline getirmişlerdir.

Bu bölüm, bir kenarını yüksek Güneydoğu Toroslara, diğer kenarını Nemruttan başlayarak Ağrıya kadar uzanan heybetli yanardağlar dizisine, geniş tabanını da Türkiye-İran sınır dağlarına dayamış bir üçgeni andırır. Sularını Zap suyu vasıtasıyla Dicleye gönderen Başkale ve Yüksekova çevresindeki dar bir saha istisna edilirse, bölümün sınırlarıyla Van gölü kapalı havzasının sınırları kabaca birbirine uyar.

Mesaj Gönder Ana Sayfa